KAROTİD ARTERDE DARLIK
- Çağın Şentürk
- 27 Şub 2021
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 2 Mar 2021

KAROTİD ARTERDE DARLIK
Karotid arter ya da “şah damarı” beynin ön bölgelerine kan taşıyan en önemli damardır. Vücuttaki diğer atardamarlar gibi karotid arterde de kalsiyum veya yağ birikimine bağlı olarak kireçlenme benzeri ateroksleroz adı verilen plak oluşumu görülebilir. Plak oluşumu arttıkça damar daralır ve esnekliğini yitirir. Bu süreç yaş, yüksek kan basıncı ve şeker hastalığı ile birlikte artar. 50-59 yaş arasındaki erişkinlerde ateroskleroz görülme sıklığı %1 iken; bu oran 80-89 yaş arasındaki erişkinlerde %10’a çıkar.
Belirtiler
Aterosklerotik plaklardaki yağ parçacıkları plakdan ayrılıp dolaşımla beyindeki daha küçük boyutlu damarlara ulaşıp beyin damarlarında tıkanmaya yol açabilir. Bu durum geçici iskemik atak (GİA) veya tam bir inmeye neden olabilir. Belirtilerin ağırlığı tıkalı olan damara ve beynin o bölgesini besleyen yardımcı damarların olup olmamasına bağlıdır. Olası inme durumunda konuşmada bozulma, kol ve bacaklarda güçsüzlük veya hissizlik görülebilir. Beynin hangi tarafı etkilenmişse karşı taraftaki kol veya bacakta güç kaybı ve hissizlik görülür. İnsanların çoğu sağ elini kullanır ve beynin sol yarım küresi hakim yarım küredir. Eğer sol şah damarında tıkanıklık olursa beyinde sol taraf konuşma işlevini kontrol ettiğinden hastanın konuşması etkilenebilir. Eğer tıkanıklık kendiliğinden geçerse ya da daralma nedeniyle oluşan kan akımında azalma yardımcı damarlar veya artan kan basıncı ile normale dönerse bu belirtiler 24 saat içerisinde kendiliğinden kaybolabilir. Bu duruma geçici iskemik atak adı verilir ve ileride yaşanabilecek ağır bir inmenin habercisi olabilir. Geçici iskemik atak yaşayan hastaların hiç vakit kaybetmeden uzman hekimler tarafından değerlendirilmesi gereklidir çünkü bu durumu takip eden inme genelde ilk haftalarda yaşanır.
Karotid arter darlığında nasıl tanı konulur?
Karotid arter darlığı ön tanısı ile başvuran bir hasta öncelikle yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği ve sigara kullanımı açısından değerlendirilir. Hastanın fizik muayenesi ve gerekli kan tetkikleri yapıldıktan sonra şah damarının görüntülemesi için ilk olarak karotid doppler ultrason incelemesi yapılabilir. Daha ayrıntılı inceleme için BT anjiyografi veya MR anjiyografi kullanılabilir. Bu tetkiklerin yeterli olmadığı nadir durumlarda girişimsel nöroradyologlar kateter anjiyografisi ile damarları ayrıntılı değerlendirip tedavi planlaması yapabilir. Bütün damarlarda olduğu gibi boyun ve beyin damarlarının görüntülemesi ve ilgili hastalıkların tanısında altın standart konvansiyonel yani kateter anjiyografisidir.
Karotid arter darlığı nasıl tedavi edilir?
Tedavide ilk basamak karotid arter darlığına bağlı inme riskini azaltmak üzere risk faktörlerini ortadan kaldırmaktır. Hastaların içiyorsa sigarayı bırakması, kan şekerini ve yağ değerlerini normale döndürmek için diyet ve egzersize başlaması önerilebilir. Eğer gerekirse kan basıncı, kan şekeri ve yağ oranlarını düzenleyici ilaçlara başlanabilir. Hastalara daha fazla plak oluşumunu engellemek ve plakların düzensizleşip inmeye yol açma riskini düşürmek için kan sulandırıcı ilaçlar başlanır. Bu ilaç rejimi aspirin ve klopidogrel adlı antiagregan ilaçların tek veya ikili kullanımı şeklindedir.
Hasta karotid darlığına bağlı inme veya geçici iskemik atak geçirdiyse ya da belirti göstermeyen hastalarda karotid darlığı ileri derecedeyse tek başına ilaç tedavisi inmeyi engellemede yeterli olmayacağından karotid damarını açmak ve damar çapını genişletmek için stent ve anjiyoplasti veya açık cerrahi ile endarterektomi yapılabilir. Karotid stentleme lokal anestezi altında genel anesteziye gerek duymaksızın kapalı anjiyografik yöntem ile yapılır. Daralmış olan damar balon ile genişletildikten sonra stent konarak damarın normal çapına ulaşması ve tekrar daralma olmaması sağlanır. İşlem sırasında damar genişletilirken plak parçalarının kopup beyin damarlarını tıkamaması için özel bir filtre damarda açılır. Kalp damar cerrahlarının yaptığı açık cerrahi işlemde ise genel anestezi altında boyun bölgesinde kesi yapılarak damarın duvarı açılır ve içi temizlenir. Bu iki yöntem karşılaştırıldığında aralarında etkinlik ve hasta güvenliği açısından bir tekniğin diğerine belirgin üstünlüğü gösterilememiştir.
Comments